12. Sınıf Türk Dili Ve Edebiyatı Ordinat Yayınları Ders Kitabı Sayfa 210-211-212 Cevapları


12. Sınıf Edebiyat Ders Kitabı Sayfa 210-211-212 Cevapları Ordinat Yayınları

12. Sınıf Ordinat Yayınları Edebiyat Ders Kitabı Sayfa 210, 211, 212 Metni Anlama Ve Çözümleme Cevaplarını Yazımızın Devamından Okuyabilirsiniz.

Metni Anlama ve Çözümleme

1. Bir şey dile düşmesin bu memlekette!
Bütün otel ayağa kalktı. Onun tüyü bile kıpırdamadı.

Yukarıdaki cümlelerde geçen altı çizili deyimlerin anlamlarını bağlamdan hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizi “TDK Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü”nden kontrol ediniz.

dile düşmesin tahminim : Herhangi bir konu veya olayın ortaya çıkmaması, açığa çıkmaması için yapılan uyarı.
dile düşmesin TDK karşılığı : “Dile düşmeden önce akıl başta olmalı.” anlamında kullanılan bir deyimdir.

tüyü bile kıpırdamadı tahminim : Herhangi bir hareket, tepki veya ses çıkmaması, tamamen sessiz kalmak.
tüyü bile kıpırdamadı TDK karşılığı : “Çıt çıkarmadan, hiç ses çıkarmadan.” anlamında kullanılan bir deyimdir.

2. Metnin temasını ve konusunu açıklayınız.
Cevap : Metnin teması insan doğasındaki adaletsizliktir. Cinayeti işleyen gerçek katilin ortaya çıkmasıyla birlikte Reis Bey’in yanlış kararı ve adaletsizliği ortaya çıkar. Metnin konusu ise zengin ve yaşlı bir kadının cinayeti, oğlunun haksız yere tutuklanması ve sonrasında gerçek katilin ortaya çıkmasıdır.

3. Metindeki Reis Bey’in yaşadığı iç çatışmaları açıklayınız.
Cevap
: Reis Bey, mesleki sorumluluğu ve adalet duygusu arasındaki iç çatışmaları yaşamaktadır. İlk olarak, yaşlı kadının oğlunun cinayeti işlediğine dair delillerin olması ve tanıkların ifadeleri onun suçlu olduğunu göstermektedir. Ancak, Reis Bey’in içinde bir şüphe vardır ve gerçek katilin ortaya çıkmasıyla birlikte bu şüphesi doğrulanır. Bu olay, Reis Bey’in adalet anlayışını sorgulamasına ve merhamet, psikoloji ve anlayış gibi soyut kavramların da önemini anlamasına neden olur.

4. Okuduğunuz “Reis Bey” adlı oyundaki şahıs kadrosunun özelliklerini, temsil ettikleri değeri ve zihniyeti belirleyerek aşağıdaki tabloya yazınız.

Kişiler Özellikleri Temsil Ettiği Değer ve Zihniyet
Reis Bey Reis Bey Zengin, güçlü, katı adalet anlayışı Adalet, güç, otorite
Otel Kâtibi Otel Kâtibi Resmiyetli, işine sadık, pasif Resmiyet, kurallara uyma
Taşralı Müşteri Taşralı Müşteri Taşra insanı, kabadayı, kurnaz Toplumsal farklılıklar, geleneksel değerler

5. Metindeki dramatik örgüyü sıralayınız.
Cevap
: Metindeki dramatik örgü, cinayetin işlenmesiyle başlar ve gerçek katilin ortaya çıkmasıyla sonlanır. Olay örgüsü, yaşlı kadının öldürülmesi, oğlunun tutuklanması, Reis Bey’in karar vermesi, gencin astırılması, gerçek katilin teslim olması ve Reis Bey’in değişim süreci olarak sıralanabilir.

6. -Böylesi, mutlaka o yerlere düşer. Balık, denizden çıktı mı balıkhanede bulunur. Reis Bey’den öğrendik bu benzetişleri…

Bu metinde geçen “benzetiş” ifadesinden hareketle metinde geçen diğer “benzetiş”leri tespit ediniz.

  • Sen, bu tezgâhta insan sarrafı gibi bir şey olmuşsun!
  • Hani istanbul kazan, ben kepçe dedin ya , ben de gece gündüz, deli pösteki sayar gibi İstanbul’u kapı kapı geziyorum.
  • Ciğerini söküp çıkarmış da çocuk, annesinin, sevdiği karıya götürmek için yolda ayağı bir taşa takılmış, kapaklanmış.
  • Gördün mü tam olta balığı

7. Metinde “ağızların iğrenç sakızı” olarak nitelendirilen şey nedir? Açıklayınız.
Cevap
: “Ağızların iğrenç sakızı” olarak nitelendirilen şey, merhamet duygusudur. Reis Bey, somut delillere dayalı bir adalet anlayışı ile hareket eder ve merhamet gibi soyut kavramlara inanmaz.

8. Reis Bey için “merhamet” nedir? Eserin tamamını okuyarak Reis Bey’in değişim sürecini yorumlayınız.
Cevap
: Reis Bey için merhamet, insanların birbirlerine karşı göstermeleri gereken en önemli duygudur. İlk başta sadece somut delillere dayalı bir adalet anlayışı vardır ancak yaşanan olaylar onun merhamet ve anlayış duygularını keşfetmesine neden olur. Haksız yere astırdığı gencin dadısına emekli ikramiyesini bağışlaması ve sürekli iyilik ve merhamet üzerine konuşmalar yapması, Reis Bey’in değişim sürecini gösterir.

9. Metnin akılda kalan cümlelerinden biri de “Ağlayabilseydiniz anlayabilirdiniz!” olmuştur. Sizce ağlamak ve anlamak niçin aynı bağlamda kullanılmıştır? Yorumlayınız.
Cevap
: Ağlamak ve anlamak kelimeleri, duygusal bir bağlantıya sahiptir. Metindeki cümle, insanların başkalarının duygularını anlamak için onların yerine kendilerini koyabilmeleri gerektiğini vurgular. Ağlamak, insanların duygularını ifade etme yoludur ve ancak bu şekilde başkalarının hislerini anlayabilirler.

10. Oyundaki zaman ve mekân ögelerini açıklayınız. Oyunda kaç farklı dekor kullanılmıştır? Belirtiniz.
Cevap
: Oyunda zaman olarak 1930’larda geçmektedir ve mekan olarak İstanbul’un Nişantaşı semti ve Mesudiye Oteli kullanılmaktadır. Sadece bir dekor kullanılmaktadır.

1. ETKİNLİK

Aşağıda verilen dönemlerle özellikleri, dönemin numarasını ilgili özelliğin başına yazarak eşleştiriniz.

1- 1923-1950 Dönemi Türk Tiyatrosu

  • Geleneksel Türk tiyatrosunun izleri görülür.
  • Köy sorunlarına eğilme görülür.
  • Osmanlı İmparatorluğu’nun yanlışları irdelenir.
  • Aile sorunları ele alınır.
  • Ağa-köylü ilişkisinde ağaların yanlış tutumları eleştirilir.
  • Köy kadınının sorunları tiyatro aracılığı ile topluma duyurulur.
  • Dini yanlış anlama eleştirilir.
  • Eğitimi eleştiren, yol gösterici oyunlar yazılır.

2- 1950 Sonrası Türk Tiyatrosu

  • Çözülen aile yapısına çözüm olarak sağlam temellere dayalı aile tezi savunulur.
  • Sorunlar bireyden topluma yönelir.
  • Oyunlarda işçi sorunları ele alınır.
  • Evrensel konular da ihmal edilmez.
  • Konusunu tarihten alan oyunlar yazılır.

2. ETKİNLİK

Genel ağdan TRT’de yayımlanan Necip Fazıl belgeselini bularak izleyiniz. Okuduğunuz oyunu, yazar ve eser bağlamında değerlendiriniz.

Necip Fazıl Kısakürek, Türk edebiyatının önemli isimlerinden biridir. Eserleri genellikle milliyetçilik, İslam ve insanlık gibi konulara odaklanır. Reis Bey de bu temalardan birkaçını içeren bir oyundur.

Reis Bey, bir Türk ailesinin geçmişine ve geleceğine odaklanan bir oyun olarak dikkat çeker. Oyunda, aile bireyleri arasındaki çatışmaların yanı sıra Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerindeki siyasi ve sosyal değişimler de ele alınır. Ayrıca, milliyetçilik ve İslamcılık gibi konular da oyunun temel unsurları arasındadır.

Oyun, Necip Fazıl Kısakürek’in milliyetçilik ve İslamcılık felsefelerini yansıtırken aynı zamanda aile değerlerinin önemine de vurgu yapar. Reis Bey, hem tarihi bir dram hem de aile hikayesi olarak okuyuculara ve seyircilere ilham verir.

3. ETKİNLİK

İlk eserim “Tohum (1935)”. “Bir Adam Yaratmak (1937)”, “Künye (1939)” hep bu ölçüye göre yazıldı. Derken “Sabır Taşı (1940)”, “Para (1941)”, “Nam-ı Diğer Parmaksız Salih (1948)”… Bunlardan “Sabır Taşı’mdan başka hepsi oynanmış, hepsi de istisnasız, basılmış eserler… “Siyah Pelerinli Adam”, en bağlı olduğum manada, oynanmasından ziyade okunması için kaleme aldığım… 1943 “Büyük Doğu”larında tefrika ettiğim ve ilk defa olarak kitaplaştırdığım eser… Kalemimi sahneye cezbeden, ismi gerekmez dediğim ihtiyar Türk aktörüyle aramdaki aykırılıklar, 1948’den 1960 yılına kadar tiyatro muharrirliğime fasıla verdiriyor ve 1960 yılı hadiselerinden sonra girdiğim zindan mikâbı, beni tiyatroda gördüğüm esrarlı mikâbın gökkuşağı renkleriyle pırıldayıcı dünyasına itiyor. Artık rengi, davası, gayesi, dostları ve düşmanları malum bir insan olarak o aktör için değil, istikbalin sanatkârı için yazmaya başlıyorum ve “Ahşap Konak”, “Kumandan”, “Reis Bey” böylece meydana geliyor.

Necip Fazıl Kısakürek, Reis Bey (Ön Söz)

Yukarıdaki metinde geçen altı çizili ifade ile anlatılmak istenen nedir? Yorumlayınız. (altı çizili ifade: oynanmasından ziyade okunması)
Cevap
: Necip Fazıl Kısakürek, “Siyah Pelerinli Adam” adlı eserini “okunması için kaleme aldığını” belirtirken, “oynanmasından ziyade” vurgusu yaparak, eserin tiyatro sahnesinde değil, daha çok edebiyat alanında okunmaya uygun olduğunu ifade etmek istemiştir. Yani bu eser , tiyatro sahnesi için değil, daha çok okuyucular için yazılmış bir eserdir. Bu durum, Necip Fazıl’ın eserlerinin sadece tiyatro sahnesinde değil, edebiyat dünyasında da değer kazandığını gösterir. Ayrıca, yazarın eserlerini yazarken, bazen tiyatro sahnesi için değil, sadece edebiyat alanı için kaleme aldığı da anlaşılmaktadır.



Yorum yapın