Martı Jonathan Livingston Metni Etkinlik Cevapları 7. Sınıf Türkçe

martı jonathan livingston metni cevapları ve soruları, dörtel yayıncılık 7. sınıf türkçe ders kitabı sayfa 226-227-228-229-230-231-232-233-234-235 bilim ve teknoloji teması

7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Dörtel Yayıncılık Martı Jonathan Livingston Metni Cevapları Sayfa 226-227-228-229-230-231-232-233-234-235

7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Dörtel Yayıncılık Sayfa 226 Cevabı

HAZIRLIK ÇALIŞMALARI

1. Uçmak nasıl bir duygudur? Beyin fırtınası yapınız.

  • Cevap:

2. Martıların en belirgin özellikleri nelerdir?

  • Cevap:

3. Yardım almadan başarılı olduğunuz bir işin sonunda neler hissettiniz? Anlatınız.

  • Cevap:

Aşağıdaki metni, farklı yazı karakterleri ile yazılmış bölümlerine, noktalama işaretlerine ve türün özelliğine dikkat ederek sesli okuyunuz.

MARTI JONATHAN LİVİNGSTON

Martı Jonathan, diğer martılardan daha yükseklere uçmayı, daha derinlere dalıp en leziz balıkları avlamayı hedeflemiştir kendine. Her seferinde de bunu gerçekleştirip kendisine daha yüksek, daha derin hedefler seçmiştir. Richard Bach (Riçırd Bah), herkesin bir hedefinin olması gerektiğini bir öncekinden daha iyi hedefler seçmemiz gerektiğini, mutluluğumuzun bu olduğunu anlatmaya çalışmıştır.

Bilindiği gibi martılar deniz kenarında, balıkçı teknelerinin etrafında dolanıp karınlarını doyurmak için uçup duran kuşlardır. Onlar için bu uçuşun tek amacı yiyeceğe ulaşıp karın doyurmak, kıyıya ulaşmaktır. Ancak martı Jonathan Livingston (Janıtın Livistın) için bu uçuşun amacı yemek bulmak değil, uçmaktır. O, sürekli öğrenmek isteyen bir kuş ve uçabilme yeteneğini de çok iyi değerlendirerek kalıplarının dışına çıkmak isteyen bir martıdır. Diğer martılar onun bu davranışları karşısında kaygılanıyorlar, bunun yanında ona destek olanlar da oluyor. Uzun çalışmalarının sonucunda hızlı uçma rekoru kırıyor, suya hızla dalıp çıkmayı ve böylecedaha kolay avlanmayı öğreniyor.

Ancak tüm bunları öğrenirken martı grubundan ayrı kaldığı için dışlanıyor. Martı Jonathan üzülüyor… Ama bu üzüntünün nedeni gruptan dışlanmak değil, bulduğu gelişmeleri diğer martılara aktaramamak… Bir gün kendisi gibi çok başarılı uçuşlar yapan bir arkadaş buluyor. Bunlar bir, iki, üç derken çoğalıyorlar. Hepsi de Jonathan gibi sürüden dışlananlar… Arkadaşlarıyla cennet gibi bir yerde sürekli çalışmalar yapan Martı Jonathan, tüm öğrendiklerini diğer martılara öğretmek istiyor. Geriye dönüp çalışmalara başlıyor, hepsiyle tek tek ilgilenip onlara özgürlüğü öğretiyor. Onların da sıradanlıktan kurtulup kişisel gelişimlerini tamamlamalarında onlara yardımcı oluyor. Aşağıdaki metinde, Martı Jonathan Livingston ün uçuş denemeleri ve farklı (…) Sürü içinde sıradan bir martı olmaya karar vermek, kendini daha iyi hissetmesine neden olmuştu. Artık onu öğrenmeye iten gücü umursamayacak, doğasına meydan okumayacak ve dolayısıyla başarısızlığa uğramaktan korkmayacaktı. Hiçbir şey düşünmeden, kumsalda parlayan ışıklara doğru karanlıkta uçmak ne hoştu!

7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Dörtel Yayıncılık Sayfa 227 Cevabı

Karanlık! O derinden gelen ses, bir alarm gibi kulaklarında tekrar çınladı. Martılar kesinlikle karanlıkta uçamazlar. Jonathan’ın dinlemeye hiç niyeti yoktu. Çok hoş, diye düşündü. Işıklar ve ay suya yansımış parlıyor, gecenin içinde küçük fener etrafa hoş bir ışık yayıyordu. Her şey dingin ve huzur vericiydi. Aşağı in! Martılar karanlıkta uçamaz! Karanlıkta uçabilmen için bir baykuşunki gibi gözlere, bir şahi- ninki gibi kısa kanatlara ve uçuş haritalarına sahip olman gerek!

Gecenin bir vakti, yüz fit yukarıda, Martı Jonathan Livingston, bu gerçeğe gözlerini kapadı. Acıları, dertleri, hepsi yok oldu. Kısa kanatlar! Bir şahinin kısa kanatları! “İşte yanıt bu! Of be ne aptalım. İhtiyacım olan tek şey, ufacık kanatlar. Yapmam gereken, kanatlarımı gövdeme yapıştırmak ve sadece kanat uçlarımla uçmak. Kısa kanatlar!” Kapkara denizin üstünde, iki yüz fite yükseldi. Bir an bile ölümü ya da başarısızlığı düşünmeden, kanatlarını vücuduna iyice yapıştırdı. Sadece kanatlarının küçük, ince ve sert uçlarını boşta, rüzgâra bırakarak dimdik bir dalışa geçti.

Rüzgâr başının üstünde bir canavar gibi uğulduyordu. Saatte yetmiş mil, doksan, yüz yirmi ve daha hızlı… Şimdi, yüz kırk milde, kanatları yetmiş milde olduğu gibi bir zorlanmayla karşı karşıya geldi. Kanat uçlarını belli belirsiz hafifçe döndürerek dalıştan çıktı, ay ışığında, dalgaların üstünde hızla ilerledi. Rüzgârı yarabilmek için gözlerini kıstı, mutluydu. Kontrollü bir uçuşla saatte yüz kırk mil hız yapmıştı. “İki yüz fit yerine beş yüz fitten daldığımda hızım ne olur, çok merak ediyorum.” Biraz önce alınan karar unutulmuş, rüzgârla birlikte hızla savrulup gitmişti. Verdiği sözden dönmek onu yine kendisi yapmıştı ve kendisini hiç de suçlu hissetmiyordu. Bu tür sözleri ancak sıradanlığı onaylayan martılar verir. Farklı olmayı öğrenmiş birinin ise böyle sözler vermeye ihtiyacı yoktur.

Gündoğumuyla birlikte Martı Jonathan, çalışmalarına yeniden başladı. Beş yüz fit yükseklikte, balıkçı tekneleri durgun mavi deniz üstünde ufacık bir nokta, yiyecek bulabilmek için dönüp dolaşan martı sürüsü ise belli belirsiz bir toz bulutu gibi görünüyordu. O, korkuyu yenmenin gururuyla, haz alarak yaşıyordu. Tüm bunları düşünürken kanatlarını sımsıkı gövdesine yapıştırdı, kanat uçlarının açılarını azıcık genişletti ve dimdik suya daldı. Dört yüz fite indiğinde son hızına ulaşmıştı. Artık bu yükseklikte bir ses duvarı hâline gelen rüzgâr ona sürekli çarparak daha fazla hızlanmasını engelliyordu. Dimdik aşağı doğru, saatte iki yüz kırk mil hızla uçuyordu. Bu hızda eğer kanatları açılırsa, milyonlarca minik martı parçacığına dönüşeceğini biliyor ve bunu göz ardı ediyordu. Çünkü hız güç demekti, büyük bir zevkti ve kusursuz bir güzellikti.

Yüz fite indiğinde heybetli bir rüzgâr kanat uçlarını tok bir sesle titretiyordu. Yolunun üstündeki balıkçı teknesinin ve martı kalabalığının bir meteor hızıyla büyüyerek kendisine doğru yaklaştığını fark ettiği anda durmak istedi. Duramıyordu. Çünkü bu hızda nasıl durabileceğini ya da dönebileceğini henüz öğrenmemişti. Bu çarpışmanın sonu mutlak bir ölümdü. Ve o, gözlerini kapatmaktan başka bir şey yapamadı. Martı Jonathan, iki yüz yirmi mil hızla, çok güçlü bir çığlık atarak gözleri kapalı, martı sürüsünün tam ortasına dalıverdi. Neyse ki bu seferlik şansı yaver gitmişti de olay kimsenin ölümüne yol açmamıştı. İşte tüm bunlar, sabah güneş doğduktan çok kısa bir süre sonra olmuştu.

7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Dörtel Yayıncılık Sayfa 228 Cevabı

Tabii ki o yine gagasını gökyüzüne dikip saatte yüz altmış mil hızla uçmaya devam etti. Hızını yirmi mile düşürdüğünde, tekne dört yüz fit aşağıda denizdeki bir zerrecik gibi görünüyordu. Şimdi başarısını düşünüyordu. Ulaşılabilecek son hız! Bir martı saatte iki yüz on dört mil hız yapıyordu. Bu martı sürüsünün tarihinde tek büyük andı, bu bir atılırındı. Bu andan itibaren Martı Jonathan için yepyeni bir dönem başlamıştı. Tek başına çalışmalar yaptığı alana geri dönerek sekiz yüz fit yükseklikten dalış yaparken yüksek hızda nasıl dönebileceğini de öğrenmeye koyuldu.

Kanat ucundaki tek bir tüyü hafifçe hareket ettirdiğinde, yüksek bir hızda bile, kolaylıkla yumuşak bir kavis çizebileceğini fark etti. Bunu fark etmeden önce Jonathan, bu hızda birden fazla tüyü hareket ettirdiğinde, bir fırıldak gibi dönebileceğini de öğrenmişti… Jonathan, yeryüzünün akrobatik uçuş yapabilen tek martısıydı. Jonathan, günbatımına kadar sürekli uçtu, vaktini diğer martılarla birlikte olmak için harcamadı. Havada daireler çizmeyi, takla atmayı, yavaşça dönmeyi, tersine dönüşü, her şeyi öğrenmişti.

Martı Jonathan, kumsaldaki sürüye katıldığında neredeyse gece yarısı olmuştu. Yorgunluktan perişan bir hâldeydi ama yine de bir takla atarak inişe geçti ve bir tüy gibi süzülerek keyifle kumsala indi… “Diğer martılar başardığım şeyleri duyduklarında zevkten çılgına dönecekler” diye düşündü. “Yaşamak için ne çok neden var! Balıkçı teknelerinin etrafında o rutin, sıkıcı dönüp dolaşmadan başka nedenler de var yaşamak için. Cehaletimizi kırabiliriz, becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekâmızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi, özgür olabiliriz! Uçmayı öğrenebiliriz!”

1. ETKİNLİK

7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Dörtel Yayıncılık Sayfa 229 Cevabı

Okuduğunuz metinde geçen anahtar kelimeleri kavram ağacına yazınız. Sonra bu kelimelerin metinde geçtiği cümle içinde kazandığı anlamı belirleyip yazınız.

  • Cevap:

Yukarıdaki kelimelerin anlamlarını yazınız.

  • Cevap:

2. ETKİNLİK

7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Dörtel Yayıncılık Sayfa 230 Cevabı

Okuduğunuz metne hangi başlıkları uygun görürsünüz? Yazınız.

  • Cevap:

3. ETKİNLİK

Okuduğunuz metnin içeriğine yönelik sorular hazırlayınız. Hazırladığınız soruları sınıfta arkadaşlarınızla cevaplayınız.

  • Cevap:




4. ETKİNLİK

7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Dörtel Yayıncılık Sayfa 231 Cevabı

Okuduğunuz metnin konusunu, ana fikrini ve yardımcı fikirlerini yazınız.

  • Cevap:

Metnin konusu:
Ana fikri:
Yardımcı fikirler:

5. ETKİNLİK

Okuduğunuz metnin hikâye unsurlarını (olay örgüsü, mekân, zaman, şahıs ve varlık kadrosu) belirleyip yazınız.

  • Cevap:

Olay örgüsü:
Mekân ile ilgili özellikler:
Zaman ile ilgili bilgiler:
Şahıs ve varlık kadrosu:

6. ETKİNLİK

7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Dörtel Yayıncılık Sayfa 232 Cevabı

Okuduğunuz metnin içeriğini yorumlayınız.

Yazarın olaylara bakış açısı yönünden

  • Cevap:

Metindeki öznel ve nesnel yaklaşımlar yönünden

  • Cevap:

Örnek ve ayrıntılar yönünden

  • Cevap:

7. ETKİNLİK

Okuduğunuz metinden alınan aşağıdaki parçada hangi anlatım biçimlerinden ve düşünceyi geliştirme yollarından yararlanılmıştır? Yazınız.

Karanlık! O derinden gelen ses, bir alarm gibi kulaklarında tekrar çınladı. Martılar kesinlikle karanlıkta uçamazlar.
Jonathan’ın dinlemeye hiç niyeti yoktu. Çok hoş, diye düşündü. Işıklar ve ay suya yansımış, parlıyor, gecenin içinde küçük fener etrafa hoş bir ışık yayıyordu. Her şey dingin ve huzur vericiydi.
Aşağı in! Martılar karanlıkta uçamaz! Karanlıkta uçabilmen için bir baykuşunki gibi gözlere, bir şahininki gibi kısa kanatlara ve uçuş haritalarına sahip olman gerek!
Gecenin bir vakti, yüz fit yukarıda, Martı Jonathan Livingston, bu gerçeğe gözlerini kapadı. Acıları, dertleri, hepsi yok oldu.
(…)
Gündoğumuyla birlikte Martı Jonathan, çalışmalarına yeniden başladı. Beş yüz fit yükseklikte, balıkçı tekneleri durgun mavi deniz üstünde ufacık bir nokta, yiyecek bulabilmek için dönüp dolaşan martı sürüsü ise belli belirsiz bir toz bulutu gibi görünüyordu.
O, korkuyu yenmenin gururuyla, haz alarak yaşıyordu. Tüm bunları düşünürken kanatlarını sımsıkı gövdesine yapıştırdı, kanat uçlarının açılarını azıcık genişletti ve dimdik suya daldı. Dört yüz fite indiğinde son hızına ulaşmıştı. Artık bu yükseklikte bir ses duvarı hâline gelen rüzgâr ona sürekli çarparak daha fazla hızlanmasını engelliyordu. Dimdik aşağı doğru, saatte iki yüz kırk mil hızla uçuyordu. Bu hızda eğer kanatları açılırsa milyonlarca minik martı parçacığına dönüşeceğini biliyor ve bunu göz ardı ediyordu. Çünkü hız güç demekti, büyük bir zevkti ve kusursuz bir güzellikti.
(…)

  • Cevap:

Anlatım biçimleri:
Düşünceyi geliştirme yolları:

8. ETKİNLİK

7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Dörtel Yayıncılık Sayfa 233 Cevabı

Okuduğunuz metinde hangi söz sanatlarından (kişileştirme, konuşturma, tezat, mübalağa) yararlanılmıştır? Metinden örnekler vererek yazınız.

  • Cevap:

9. ETKİNLİK

a. Okuduğunuz metinden alınan aşağıdaki cümlelerde geçen fiilleri yapı yönünden (basit, türemiş, birleşik) inceleyiniz. Tespitlerinizi altlarına yazınız.

Martılar karanlıkta uçamaz.

  • Cevap:

Kontrollü bir uçuşta saatte yüz kırk mil hız yapmıştı.

  • Cevap:

Biraz önce alınan karar unutulmuş, rüzgârla birlikte hızla savrulup gitmişti. Verdiği sözden

  • Cevap:

dönmek onu yine kendisi yapmıştı ve kendisini hiç de suçlu hissetmiyordu.

  • Cevap:

O, gözlerini kapatmaktan başka bir şey yapamadı.

  • Cevap:

Martı sürüsünün tam ortasına dalıverdi.

  • Cevap:

7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Dörtel Yayıncılık Sayfa 234 Cevabı

b. Aşağıdaki cümlelerde geçen zarfları tespit ediniz. Bu zarfların cümlenin anlamına nasıl etki ettiklerini açıklayınız.

O, korkuyu yenmenin gururuyla, haz alarak yaşıyordu.

  • Cevap:

Dimdik aşağı doğru, saatte iki yüz kırk mil hızla uçuyordu.

  • Cevap:

Jonathan, günbatımına kadar sürekli uçtu.

  • Cevap:

Yorgunluktan perişan bir hâldeydi ama yine de bir takla atarak inişe geçti ve bir tüy gibi süzülerek keyifle kumsala indi.

  • Cevap:

Martı sürüsünün tam ortasına hızlıca dalıverdi.

  • Cevap:

10. ETKİNLİK

Tek başınıza karar verip, araştırıp uyguladığınız ve başarılı olduğunuz bir konuyu, projeyi, buluşu anlatan, tanıtan yazı yazınız. Yazınıza bir başlık koymayı unutmayınız.

  • Cevap:

7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Dörtel Yayıncılık Sayfa 235 Cevabı

YAZARI TANIYALIM

Richard BACH (1936- )

Martı adlı kitabın yazarıdır. Kurgu ve hayal konusunda birçok eser yazdı. Kitaplarının çoğunu kendi hayatından esinlenerek yazdı. Pilot olan yazar kitaplarının birçoğunda uçmaktan bahsetti. 1970 yılında yem bulmak için uçmak yerine hızlı ve akrobatik uçmayı seven bir martının hikâyesini yazdı.
Eserlerinden bazıları: Martı, Uzak Diye Bir Yer Yoktur, Mavi Tüy, Sonsuza Uzanan Köprü…

SONRAKİ DERSE HAZIRLIK

Günlük hayatınızda hangi teknolojik ürünleri kullanıyorsunuz? Listeleyiniz.

  • Cevap:

Bisiklet sürmeyi seviyor musunuz? Bisiklete binince neler hissediyorsunuz? Konuşmak için hazırlık yapınız.

  • Cevap:

Teknolojik bir ürünün tarihî gelişimini araştırınız.

  • Cevap:

7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Dörtel Yayıncılık Bilim ve Teknoloji Teması Sayfa 226-227-228-229-230-231-232-233-234-235 Martı Jonathan Livingston Metni Etkinlik Soruları ve Cevapları ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.


7. SINIF TÜRKÇE DERS KİTABI CEVAPLARI DÖRTEL YAYINCILIK

Yorum yapın