Yazar Tahsin Yücel Kimdir? Eserleri, Kitapları, Sözleri, Hayatı, Ödülleri

Tahsin Yücel'in Fotoğrafı

Yazar Tahsin Yücel
Doğum 1933, Elbistan – Kahramanmaraş
Ölüm 2016, İstanbul
Meslek Öykü, roman yazarı ve Çevirmen

Tahsin Yücel kimdir, Tahsin Yücel’in eserleri nelerdir, Tahsin Yücel kaç yaşındadır, Tahsin Yücel kaç yılında ve nerede doğmuştur, Tahsin Yücel kaç yılında ve nerede ölmüştür, Tahsin Yücel’in hayat hikayesi ve Tahsin Yücel hakkında ayrıntılı bilgileri aşağıdaki yazımızda bulabilirsiniz!



Tahsin Yücel Kimdir?

1933 yılında Elbistan’ın Otagege köyünde doğdu. Babası kunduracı Ahmet Yücel, annesi Nuriye Münevver Hanım’dır. Üç yaşına gelmeden babasını kaybetti. Ablasını ve ağabeyini de çok erken yaşta kaybetmiş; Bunun ölümler üzerinde büyük etkisi oldu. Çocukluğunu annesi ve üç kardeşiyle geçirdi. Doğduğu ve on iki yaşına kadar yaşadığı kasaba, neredeyse tüm hikâyelerinin geçtiği yer oldu. İlköğrenimini Elbistan Gazi Paşa İlkokulu’nda tamamladıktan sonra, 1945 yılında Galatasaray Lisesi’ni ücretsiz yatılı sınavlarında kazanarak İstanbul’a geldi. Bu okulda Esat Mahmut Karakurt’un öğrencisi oldu; Orhan Şaik Gökyay ve Ahmet Kutsi Tecer ile tanıştı. Yiğit Okur, Yıldırım Keskin gibi isimlerle Galatasaray dergisi çıkardı.

1953 yılında Galatasaray Lisesi’nden mezun oldu. İEÜF Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne girdi. Üniversite yıllarında Varlık Yayınevi’nde çalıştı ve Galatasaray Lisesi Ortaköy bölümünde yardımcı öğretmen olarak çalıştı.

Mezun olduktan sonra akademik hayatına İstanbul Üniversitesi’nde devam eden Yücel; Göstergebilim eğitimine Fransız Hükümeti’nden burs aldığı Paris’te devam etti. Tezini Paris’te tamamladıktan sonra Türkiye’ye döndü; Doktorasını 1965 yılında “L’Imaginaire de Bernanos” (Bernanos’ Image Universe) başlıklı teziyle tamamladı. 1965-1967 yıllarında askerlik hizmetini tamamladıktan sonra üniversitedeki görevine dönerek göstergebilim alanında çalışmaya devam etti. Türkiye’de göstergebilim çalışmalarının ilk örneklerinden biri olarak kabul edilen “L’Imaginaire de Bernanos” 1969 yılında yayımlandı.

2000 yılında İstanbul Üniversitesi’ndeki görevinden emekli oldu ve edebiyat çalışmalarına ağırlık verdi. 2003 yılında “Yunus Nadi Roman Ödülü” ve “Dil Derneği Ömer Asım Aksoy Roman Ödülü”nü kazanan Yücel’in “Yalan” adlı romanı büyük ilgi gördü. Yazar, 2003 yılında Tüyap Kitap Fuarı’nın onursal yazarı seçilmiştir. Son romanı Kumru Kumru 2005 yılında yayımlanmıştır.


Tahsin Yücel’in Eserleri

Romanlar

Öyküler

  • Uçan Daireler
  • Haney Yaşamalı
  • Düşlerin Ölümü
  • Yaşadıktan Sonra
  • Ben ve Öteki
  • Aykırı Öyküler
  • Komşular
  • Golyan Devrimi

Masallar


Tahsin Yücel Sözleri

  • Belki de günü yaşamanın önemini kavramak için hangi yılın hangi ayında ve hangi gününde olduğumuzu her sabah üst üste on kez yinelemek gerek!
  • İnsanlar kafamı çok karıştırdı: yeryüzünde işim ne, bilemiyorum, şu yaşadığımız yaşama bir anlam veremiyorum, insanların çoğu davranışlarına akıl erdirmekte güçlük çekiyorum.
  • Doğruyu söylemek doğru olmaya yetmiyor, doğru olmak da doğruyu söylemeye.
  • Bilirsiniz, hocam, gazeteler yalnızca üç şeyi yazar: olması gerekeni, olmaması gerekeni, bir de hiç olmayanı. Ben bir gazetenin hiçbir şeyi olduğu gibi yazdığını görmedim.
  • Ama sen de herkes gibisin: üstesinden geliyorsun da altından kalkamıyorsun, tıpkı benim gibi.
  • Türkiye özgür bir ülke, bir demokrasi cenneti,” dedi: “Her şeyini satabilir, donunu bile.
  • Buramıza geldi artık, her şeyimizi bozuyor, yozlaştırıyor, elde kalanını da satıyorlar, ulusça esir pazarına çıkarılmadığımız kaldı.
  • Düşüncede doğan yaralar bedenin derinlerindeki yaralardan çok daha sızılı, çok daha ölümcül olabiliyordu.
  • Türkiye’de özgür insanın durumu salgın hastalık karşısında sağlam insanın durumuna benzer, her an bir hastane odasında uyanabilir.
  • Açık gerçekleri görmekte her zaman ağır kalmış bir toplumda gerçek değerler olsa olsa rastlantıyla saygınlığa erişebilir.
  • Adalet de tüm mallar gibidir, zaman zaman karaborsaya düşer, el altından sağlanır. Biraz pahalıya mal olur o zaman, her iki yana da, ödeyene de, ödettirene de.
  • Öyle görünüyor ki dil yalnızca bayağı, sıradan, iletilebilir şeyler için yaratılmıştır. Kişi sırf konuşmakla bile bayağılaştırır kendini.
  • Doğru tuhaf bir şeydir, hiçbir zaman aranmaz, bazı bazı kaşıkta çıkan bir taş, oltaya takılan bir eski pabuç gibi beklenmedik, istenmedik zamanlarda karşımıza çıkıp keyfimizi kaçırır.
  • Çok korkunç bir düş görmüştü, ama ister korkunç olsun ister gülünç, her şey olabilirdi bir düşte.
  • Belki de günü yaşamanın önemini kavramak için hangi yılın hangi ayında ve hangi gününde olduğumuzu her sabah üst üste on kez yinelemek gerek!

Tahsin Yücel Alıntıları

    Yalan

  • Deliyi tımarhaneye koymuşlar da dünya varmış demiş.
  • Bu ülkenin insanları belki hiçbir zaman böylesine umutsuz olmamışlardı. Umut bağlayacakları hiçbir şey yok, ne bir insan, ne bir öğreti…
  • Sayın hocam, romanlarda ve filmlerde neden hep zengin adamlar yoksul ve bilgisiz kızlara vurulur?
  • Dünyanın çivisi gevşemiş, çıkmak üzere, hâlâ anlayamadınız mı?
  • Seçme olanağı bulunsaydı, hiç kuşkusuz daha derin bir sessizliği ve daha köklü bir devinimsizliği yeğlerdi.
  • Gökdelen

  • Şu anda söyleyebileceğim bir şey varsa, o da seni çok sevdiğim.
  • Öyle sanıyorum ki her çağın doğruları kendine göre oluyor, efendim. Bizim çağımızın doğrusu da saltık bencillik.
  • Her dakika değişiyoruz, yaşam sürekli bir değişim.
  • İnanmak, inanmamak, bunlar çoktan kapanmış bir dönemin kavramları: artık hiç kimse hiçbir şeye inanmıyor.
  • Çağımızın bir gerçeği de temel gerçeklerin söylenmemesi, efendim. Yoksa canına okurlar adamın.
  • Tufan kavganın şiirini yazardı, ama kavga etmesini bilmezdi, her şeyden önce ozandı.
  • Hiçbirimiz bu çöküşün önünde duramıyoruz; tam tersine, hepimiz bu korkunç gidişe katkıda bulunuyoruz.
  • Her şeyin özelleştirilmiş, her şeyin para babasına bırakılmış olduğu bir ortamda yargı genel gidişin dışında kalamazdı. Sence kalır mıydı?
  • Kumru İle Kumru

  • Burada düşünemiyorum, yalnız anımsıyorum, bir de özlüyorum. Diyeceğim hep eskiye, hep geriye gidiyorum yavrum. Bu yüzden ölemiyorum da.
  • Babasının kekliklerine benzetiyordu kendini, özgür yaşamak için yaratılmışken insan eline düşüp kafese kapatılmış gibi bir duygu vardı içinde.
  • Ama böyle oldu bu işler: namuslu olmanın yolu da namussuzluktan geçiyor: suç bizde değil.
  • Yazın, Gene Yazın

  • Yazar iktidarın karşısında, patronun karşısında, güncelin, ünün, paranın, herkesin, her şeyin karşısında diz çökmeden, ayakta yazan kişidir. Karşısında, yanında, varlığından bile habersiz, ama hep ayakta!
  • Folklor, soğanın cücüğü gibi, yoksulun zenginliğidir!
  • Büyük romancı Balzac’tır… Yeteneğini oluşturan şey değiştirim gücüdür, bu değiştirimin ulaştığı niteliktir; hiç kuşkusuz bir ozandır. Ve burada Zola Balzac’in eşiti değildir.
  • İnsanlar İçinde Bir İnsan

  • Bu dünyada çektiklerim yeterdi, bu dünyanın sorunları yeterdi. Çözemeyeceğimi önceden bildiğim sorunlar üzerinde kafa patlatmam budalalık olurdu.
  • Peygamberin Son Beş Günü

  • Tek çelenk bulamadığı gibi, taze bir mezar da göremedi. Taze gibi görünen bir mezar vardı ya hem taşında bir kadının adı yazılıydı, hem de bu kadının daha ölmediği anlaşılıyordu.
  • Oku, / yaz, / boz, / bağır, /çağır! / Bütün kuvvetinle nefes al…

Yorum yapın