9. Sınıf meb yayınları Biyoloji sayfa 17-85 ders kitabı cevapları

9.Sınıf meb yayınları Biyoloji sayfa 17-85 ders kitabı cevapları en güncel haliyle sitemizde.9.Sınıf meb yayınları Biyoloji ders kitabı cevapları için aşağıya bakabilirsiniz.

9.Sınıf meb yayınları Biyoloji Sayfa 17 Cevapları

Canlılar hangi ortak özelliklere sahiptir

Canlılar hangi ortak özelliklere sahiptir bu konuda sizlere kısa bilgiler vereceğiz.

Yeryüzündeki tüm canlıların canlı kategori içerisinde yer alması adına belli başlı bazı ortak özellikleri bulunmaktadır. Bu yaşamsal ortak özellikler hayatın devam edebilmesi noktasında büyük öneme sahiptir. Böylece bir hayat boyu süren yaşam, aynı zamanda üreme ve kendini koruma ile beraber farklı ortamlara ayak uydurabilmek gibi dürtüler yaratıyor. Tüm bu unsurların gözle görülen ya da görünmeyen yapılar adına ortak olduğunu dile getirmek mümkün. Kısacası hayatta kalmak canlıların ortak özellikleridir. O yüzden biyolojik açıdan ortaya çıkmış birçok farklı canlı ortak özellikler yer almaktadır.

Canlıların ortak özellikleri

  1. Hücresel Yapıya Sahip Olma
  2. Beslenme
  3. Solunum
  4. Boşaltım
  5. Hareket
  6. Uyarılara Tepki Verme
  7. Adaptasyon (Uyum)
  8. Organizasyon
  9. Üreme
  10. Büyüme Gelişme
  11. Metabolizma
  12. Homeostazi (İç Denge)

9.Sınıf meb yayınları Biyoloji Sayfa 23 Cevapları

Eşeysiz üremenin eşeyli üremeye göre avantaj ve dezavantajları

Eşeysiz üremenin eşeyli üremeye göre avantaj ve dezavantajlarınelerdir bu konuda sizlere kısa bilgiler vereceğiz.

Eşeyli üreme mayoz bölünme sonucu oluşturulan gametlerin döllenmesi olayıdır. En büyük avantajı, mayoz bölünme sayesinde kalıtsal çeşitliliği arttırdığı için, genetik açıdan daha güçlü bireyler meydana getirir. Örneğin ana canlıda bulunan bir hastalığın yavru canlıya aktarılmama ihtimali vardır, çünkü mayoz bölünmede yavru canlının kalıtsal özellikleri ana canlıdan farklılık gösterir.

Dezavantajı ise hermafrodit canlılar hariç diğer canlılar döllenme için başka bireylere ihtiyaç duyar. Örneğin dişi bir çiçeğin tohum oluşturması için erkek bir çiçekten polen gelmesi lazım.

  • Kalıtsal çeşitlilik görülmez.
  • Yeni nesil ile bir önceki neslin kalıtsal çeşitliliği aynıdır.
  • Eşeyli üreme eşeysiz üremeden daha yavaştır.
  • Eşeysiz üremede mitoz bölünme ile gerçekleşir.
  • Kalıtsal özellikler bir sonraki nesle değişmeden aktarılır.
  • Adaptasyon sağlanmaz.

9.Sınıf meb yayınları Biyoloji Sayfa 27 Cevapları

Örümcek ipeğinde olduğu gibi proteinler tüm canlılar tarafından üretilebilir mi

Örümcek ipeğinde olduğu gibi proteinler tüm canlılar tarafından üretilebilir mi bu konuda sizlere kısa bilgiler vereceğiz.

Proteinler vücudumuzun yapı taşıdır. Vücudumuzu düzenler vücudumuzu oluşturan organların yapı taşı olup en son enerji için kullanılacak yapıdır. 

Bununla birlikte n-tane aminoasit birleşerek proteini oluşturmaktadır. DNAlarımızın içerisindeki nükleotitlerin yapı taşları ise aminoasittir. Bu nükleotitler vücudumuzla ilgili tüm kodlamalara sahip olup her insanda dizilimi ve sıralaması farklıdır.

Tüm canlılar aldıkları besinleri moleküler halinde proteinleri sindirerek parçalarlar. Ortaya çıkan birim maddeler olan aminoasitler doğrudan hücreler içine alınırlar. Bu olaydan sonra DNA şifresine göre yeniden dizilirler. 

9.Sınıf meb yayınları Biyoloji Sayfa 33 Cevapları

Mineralleri ve diğer bazı inorganik bileşikleri enerji kaynağı olarak kullanabilen canlılar

Mineralleri ve diğer bazı inorganik bileşikleri enerji kaynağı olarak kullanabilen canlılar var mıdır bu konuda sizlere kısa bilgiler vereceğiz.

Vücudumuza aldığımız organik molekkülleri oksijen ile yakarak ATP açığa çıkmaktadır. Bu çıkan ATP ile birlikte vücudumuzdaki organlar günlük düzenlerini gerçekleştirmektedirler.

İnorganik moleküllerden enerji üretilemez çünkü organik bileşikler yanıcı değillerdir ve kaynama ve erime noktaları oldukça yüksektir.

Canlıların kullandığı enerji türüne ATP (adenozin tri fosfat) denir. ATP çeşitli yollarla üretilebilir. Bazı canlılar ATP’yi organik olmayan maddelerden kimyasal yollarla üretirler.

Canlılar birçok yolla enerji üreterek canlılık faaliyetlerine devam edebilir. Canlılık faaliyetlerinin sürmesi için enerji üretilmesi gerekmektedir. Minarelleri ve diğer bazı inorganik bileşikleri enerji kaynağı olarak kullanan canlılar da bulunmaktadır. Canlılar, ototrof olarak kemosentetik şekilde de beslenebilir.

Kemosentetik olarak beslenen canlılar minarelleri ve diğer bazı inorganik bileşikleri enerji kaynağı olarak kullanabilir. Böylece enerji sağlayarak yaşamına devam eder. Enerji üretimi bir hücre için canlılığın en temel unsurudur. Bu nedenle enerji sağlanması için birçok ortama adapte olmuş canlı türleri de bulunmaktadır. Kemosentetik olarak kimyasal yollardan enerji sağlayan canlılar da bu şekildedir.

9.Sınıf meb yayınları Biyoloji Sayfa 34 Cevapları

Sağlıklı bir yaşam için insan vücudunun hangi minerallere ihtiyacı olur

Sağlıklı bir yaşam için insan vücudunun hangi minerallere ihtiyacıolduğunu ve bu minerallerin hangi besinlerde daha fazla bulunduğunu araştırınız. Bu konuda bir tablo hazırlayınız.

Kalsiyum; Süt ve süt ürünleri, yeşil yapraklı sebzeler, soya peyniri, kılçıkları ile yenebilecek sardalya ve somon.
Krom; Tam tahıllı ürünler, kepekli kahvaltılık gevrekler, bira mayası, dana ciğeri, buğday tohumu.

Bakır; Kabuklu deniz ürünleri, kabuklu yemişler, çekirdekler, baklagiller, ciğer, tüm tahıllar
Demir; Et ve kümes hayvanları, balık, kahvaltılık gevrekler, meyveler, yeşil sebzeler, tam tahıllı ürünler.

Magnezyum; Kabuklu yemişler, baklagiller, tüm tahıllar, yeşil sebzeler, muz
Fosfor; Süt, et, kümes hayvanları, balık, kahvaltılık gevrekler.

Potasyum; Meyveler, sebzeler, baklagiller, et
Selenyum; Deniz mahsulleri, böbrek, ciğer, kahvaltılık gevrekler, tahıllar

Sodyum; Sofra tuzu, sebzeler, pek çok hazır yiyecek, bazı şişe suları
Çinko; Et, kümes hayvanları, istiridye, yumurta, baklagiller, kabuklu yemişler, süt, yoğurt, tam tahıllı kahvaltılık gevrekler.

9.Sınıf meb yayınları Biyoloji Sayfa 44 Cevapları

Trans yağ nedir

Trans yağ nedir, trans yağların insan vücudu üzerindeki etkileri konusunda sizlere kısa bilgiler vereceğiz.

Trans yağ, doymamış yağ asitlerinin genel ismidir. Doğal bir yağ türü olmayan trans yağ, bitkisel sıvı yağların hidrojenize adlı bir işlemden geçirilmesiyle oluşur. Bu nedemek oluyor? Trans yağlar, içlerine hidrojen karıştırılarak çok yüksek sıcaklarda ısıtılır ve yağın bu noktada katılaşması beklenir.

Bitkisel yağlara hidrojen eklenerek oluşturulan yeni yağlara trans yağ denir. Hidrojen eklenmesinin nedeni yağların raf ömrünü uzatmak, yani uzun süre bozulmadan kalmasını sağlamaktır.

Trans yağların vücut sağlığına etkisi kalp damar sağlığı üzerine görülür. Trans yağca zengin beslenen kişilerde kandaki iyi kolesterol(HDL) azaltıp kötü kolesterol(LDL) artmaktadır. Bu da kalp krizi ve damar tıkanıklığı gibi hastalıklara davetiye çıkarmaktadır.

“Aterojeniktir, yani kalp hastalıklarına zemin ve yol açar. Damarlarda kireçlenmeye, kalp krizlerine ve felçlere neden olur. HDL, yani iyi, koruyucu kolestrolü düşürür, LDL, yani kötü–aterojenik damar sertliğine yol açan kolestrolü arttırır. İnsan vücudunda elaidik asit oluşumuna yol açar. Vücut bu asidi atamaz ve kanser oluşum riski artar. Trans yağlardaki nikel oksit metal partikülleri de kanser, Alzheimer gibi hastalıklara yol açar. Trans yağlar vücut için gereksiz ve zararlıdır.

9.Sınıf meb yayınları Biyoloji Sayfa 46 Cevapları

İnsan vücudunda sentezlenemeyen amino asitler hangileridir

İnsan vücudunda sentezlenemeyen amino asitler hangileridir bu konuda sizlere kısa bilgiler vereceğiz.

Canlıların kullandığı 20 çeşit aminoasit vardım. İnsanlar doğduklarında bunlardan 10 tanesini üretebilir. Yetişkin bir insan ise 8 aminoasit üretebilmektedir. Eksik aminoasitler beslenme yoluyla vücuda alınmaktadır.

İnsanların üretemediği aminoasit türleri:

  • Arjinin (Yetişkinlerde üretilmez)
  • Histidin (Yetişkinlerde üretilmez)
  • Lösin
  • İzolösin
  • Valin
  • Lizin
  • Metionin/Sistein
  • Fenilalanin/Tirozin
  • Treonin
  • Triptofan

9.Sınıf meb yayınları Biyoloji Sayfa 47 Cevapları

Günlük alınması gereken kalorinin %55’i karbonhidratlardan, %5-20’si proteinlerden

Günlük alınması gereken kalorinin %55’i karbonhidratlardan, %5-20’si proteinlerden geri kalanının ise yağlardan karşılanması gerekir, bunun nedeni nedir bu konuda sizlere kısa bilgiler vereceğiz.

Önerilen karbonhidrat, protein ve yağ alımı yazdığın oranlarda önerilmektedir. Fakat bireyden bireye bu oranlar değişkenlikler göstermektedir. Daha uygun önerilen oranlar şu şekilde:

Karbonhidratlar: yüzde 45 ile 65 arasında
Protein: yüzde 10 ile 35 arasında
Yağ: yüzde 20 ve 35 arasında

değişiklik gösterebilmektedir. Bu oranlar insanların kişisel sağlık, yaş ve amaçladıkları forma ulaşmak için tavsiye edilen miktarlardır.

Karbonhidratlar günlük enerji ihtiyacımızı karşıladığımız besin grubu olmaktadır. Hareket etmediğimizde bile temel vücut fonksiyonlarımız, nefes almak, sindirim, düşünmek gibi karbonhidrat aracılığı ile enerji ortaya çıkımı sayesinde bu fonksiyonları gerçekleştirirler. Bu yüzden en yüksek oranda karbonhidrat alımı yapmamız gerekir. Vücutta hücrelerin onarım ve çoğalması gerektiği için de bu fonksiyonları proteinlerden alarak vücudumuz sağlar. Bu yüzden de proteinler karbonhidratlardan sonra ikinci en çok almamız gereken besin grubunu oluşturmaktadır. Yağlar ise beyin sağlığından vücudun yenilenmesi gibi farklı fonksiyonlarda gerekmektedir. Fakat yağ alımı diğer besinlere göre vücudumuz tarafından daha az ihtiyaç duyulmaktadır. Fazla alınması durumunda yağ vücutta depolanır ve obeziteye neden olabilir.

9.Sınıf meb yayınları Biyoloji Sayfa 55 Cevapları

9. Sınıf Meb Yayınları Biyoloji Sayfa 55 Cevaplarını yazımızın devamından okuyabilirsiniz.

Tohum ambarlarında hava nemi ve oksijen düzeyi azaltılmakta ve hava sıcaklığı, bazı tohumların bin yıl canlı kalabileceği -18 °C’ye kadar düşürülmektedir. Ortam şartlarının bu şekilde ayarlanmasının tohumların uzun süre bozulmadan kalmasında ne gibi etkisi vardır? Araştırınız.

Tohumun özelliklerine bağlı olarak tohum saklama ortamı ve tekniği farklılık göstermektedir. Bizde, uygun olan tohumların soğuk hava depolarında saklanmasıdır. Tohumlar hava ve ışık almayan ağızları kapalı galvanizli saçtan yapılmış metal kaplarda saklanmalıdır. Bez torba veya çuval gibi geçirgen kaplarda saklanması halinde tohumların rutubeti düşeceği için saklama koşulları bozulacaktır. Tohumların saklandığı galvanizli kapların hacmi de önemlidir. Geniş hacimli kaplar kullanılması halinde kabın dışındaki soğutma belli bir derinliğe kadar işleyecek, bu ara- da iç kısımlarda canlı bir varlık olan tohumun, neşrettiği ısı ile de lokal sıcak ortam oluşacaktır. Tohumun rutubeti de arzulanan değerin üzerinde ise kızışma dediğimiz olay meydana gelecek ve tohumlar bozulacaktır.

9.Sınıf meb yayınları Biyoloji Sayfa 57 Cevapları

Bağışıklık sisteminde görev yapan savunma hücrelerinin yabancı mikroorganizmalarla savaşırken kullandığı enzimler

Bağışıklık sisteminde görev yapan savunma hücrelerinin yabancı mikroorganizmalarla savaşırken kullandığı enzimler var mıdır bu konuda sizlere kısa bilgiler vereceğiz.

Evet vardır. Vücut salgıları olan tükürük, gözyaşı, insan sütü, ter ve mukus gibi salgılarda bulunan lizozim ve fosfolipaz A2 enzimleri patojenlere karşı kullanılan enzimlerdir.

Vücudumuzu hastalık yapıcı mikroorganizmalardan koruyan sistemimiz bağışıklık sistemidir. Bağışıklık sisteminin savunma hücreleri akyuvarlardır. Akyuvarlar mikropları çeşitli şekillerde yok ederler. Günümüzde uygulanan enzim tedavisi sayesinde kanser hücreleri bağışıklık sisteminin tepkimelerine karşı savunmasız bırakılmakta ve bu şekilde kanserli hücrelerin yok edilmesi sağlanmaktadır. (örneğin LIGHT enzimi) Akyuvarlar mikropları fagositoz yöntemiyle yutarlar. İçeri alınan bakteri vb. canlı akyuvardaki enzimler sayesinde parçalanarak yok edilir. Akyuvar haricinde vücudun sindirim kanalındaki enzimler de bazen dışarıdan gelen parazit canlıları yok ederek bağışıklığa katkı sağlayabilmektedir

9.Sınıf meb yayınları Biyoloji Sayfa 58 Cevapları

Hormonların eksik ya da fazla salgılanması vücutta ne tür rahatsızlıkların ortaya çıkmasına yol açabilir

Hormonların eksik ya da fazla salgılanması vücutta ne tür rahatsızlıkların ortaya çıkmasına yol açabilir bu konuda sizlere kısa bilgiler vereceğiz.

Hormonların az ya da çok salgılanması metabolik rahatsızlıklara yol açar. Bunun yanında halsizlik aşırı kıllanma, iştahsızlık, saç dökülmesi, cücelik, devlik, sivilcelenme, baş ağrısı, kilo kaybı ve kilo artışı gibi sorunlara neden olur.

Hormon bozukluğunun insan vücudunda çeşitli hastalıklara yol açar. ‘Endokrin sistem, iç salgı bezlerinin oluşturduğu bir sistemdir ve hormonları kontrol eder. Endokrinoloji, iç salgı bezlerinin fonksiyonlarını, normal dışı çalışma sonucu oluşan hastalıklarını ve bunların tedavilerini inceleyen tıp dalıdır. İç salgı bezleri veya endokrin sistemi; hipotalamus, Pineal bez-melatonin, hipofiz, tiroid bezi, paratiroid bezi, böbrek üstü bezi (Adrenal), over (yumurtalık) ve testis bezlerini ifade eder. Bu bezlerin salgıladıkları hormonlar, bu bezlerde oluşan tümörler ve bu bezlerden salgılanan hormonların azlığı veya fazlalığı vücudumuzda önemli rahatsızlıkların oluşmasına neden olur. Endokrinologlar hormon dengesizliği ve problemlerine tanı koymak ve tedavi vermek için eğitim almışlardır’ diye konuştu.

Diyabet (şeker hastalığı), obezite (şişmanlık), beslenme ve diyet, kolesterol ve trigliserid (kan yağları) yüksekliği, ürik asit yüksekliği, metabolik sendrom, vitaminler (özellikle D vitamini) ve minerallerin metabolizması (özellikle kalsiyum) ve osteoporoz (kemik erimesi) gibi metabolizma hastalıkları hormon bozukluğu nedeniyle meydana gelen hastalıklardan bazılarıdır’ dedi.

9.Sınıf meb yayınları Biyoloji Sayfa 69 Cevapları

RNA’lar, enzimler gibi kimyasal tepkimeleri katalizleyebilir mi

RNA’lar, enzimler gibi kimyasal tepkimeleri katalizleyebilir mi bu konuda sizlere kısa bilgiler vereceğiz.

Evet, RNA’lar enzimler gibi kimyasal tepkimeleri katalizleyebilirler.

Kendisini eşleyemeyen RNA polimeraz enzimi ile sentezlenir. Hücrelerde m-RNA (mesajcı RNA), t-RNA (taşıyıcı RNA), r-RNA (ribozomal RNA) gibi protein sentezinde görev alan RNA çeşitleri olduğu gibi denetleyici ve katalitik görevi olan birçok RNA çeşitleri de bulunmaktadır.  

RNA moleküllerinin bir kısmı protein sentezinde görev aldığı gibi diğer RNA molekülleri de katalitik özelliklerinden dolayı birçok enzimatik reaksiyonlarda görev alırlar. Enzimler gibi kimyasal reaksiyonları katalize ederler.

Hücreler, bütün canlılık faaliyetlerinin sürdüğü yerlerdir. Çekirdekte RNA’lar protein sentezinde görev alırlar. Protein sentezi hücrelerin hayatına devam etmesini sağlar. Çekirdekte bulunan RNA’lar, enzimler gibi de hareket edebilirler. Kimyasal tepkimeler bu sayede gerçekleşebilir.

RNA’lar, enzimler gibi kimyasal tepkimeleri katalizleyebilirler. RNA’ların en büyük özellikleri protein sentezinin yanında enzimler gibi hareket etmeleri ve birçok kimyasal tepkimeyi katalizleyebilmeleridir. Enzimlerin özellikleri kimyasal tepkimelerin aktive olmasını sağlamaktır. Bunu RNA’lar da sağlar. Kimyasal tepkimeleri aktive ederek tepkimelerin hızla gerçekleşmesini sağlar. Böylece vücut dengelerini korumak ve gerçekleştirmek mümkün olur. RNA’lar da bu dengenin sağlanmasında etkin rol oynar.

9.Sınıf meb yayınları Biyoloji Sayfa 73 Cevapları

Birçok organik bileşiğin yapısındaki kimyasal bağlarda enerji mevcut olmasına rağmen ATP’yi canlılar için önemli yapan nedir

Birçok organik bileşiğin yapısındaki kimyasal bağlarda enerji mevcut olmasına rağmen ATP’yi canlılar için önemli yapan nedir bu konuda sizlere kısa bilgiler vereceğiz.

Hücrede gerçekleşen metabozlizma faaliyetleri için kullanılan enerji ATP tarafından sağlanmaktadır. ATP, Adenozin trifosfat’ın kısaltılmış halidir. ATP, riboz adı verilen 5C’lu bir şeker, bir adenin bazı ve üç Fosfat grubundan oluşmaktadır.

ATP, canlılarda enerji dönüşümü olayında görev almaktadır. Organik besinlerin kimyasal bağları enerji barındırmaktadır. Bu enerji yanma sonucunda hücrelere verilmektedir. Alınan enerji oksijenli ve oksijensiz solunum reaksiyonları ile ATP üretmek için kullanılmaktadır. 

ATP hücre içinde depolanamaz, bu nedenle hücrede anında üretilip anında tüketilir. ATP bir hücreden diğerine aktarılamaz, her hücre ihtiyaç duyduğu ATP’yi kendisi üretir. ATP enerji birimi olmasının yanında hücrede RNA sentezine doğrudan katıldığından canlılar için önemlidir

9.Sınıf meb yayınları Biyoloji Sayfa 85 Cevapları

Kök hücreler, farklı hücrelere dönüşebildiğine göre hangi özelliklere sahiptir

Kök hücreler, farklı hücrelere dönüşebildiğine göre hangi özelliklere sahiptir, Hücreler, tüm canlılarda aynı yapı ve özellikte midir bu konuda sizlere kısa bilgiler vereceğiz.

Kök hücreler, farklı hücrelere dönüşebildiğine göre hangi özelliklere sahiptir

Kök hücreler, embriyonik dönem ve yetişkinlik sırasında vücudun birçok farklı hücre tipine dönüşmesinde potansiyele sahiptir.
Buna ek olarak, birçok dokuda, bir tür iç onarım sistemi olarak hizmet ederler; kişi veya hayvan hala hayatta olduğu sürece esas olarak diğer hücreleri yenilemek için sınırlama olmaksızın bölünürler.
Bir kök hücre bölünürse, ya bir kök hücresi olarak kalma ya da bir kas hücresi, bir kırmızı kan hücresi ya da bir beyin hücresi gibi daha özel bir fonksiyona sahip başka bir hücre tipi haline gelme potansiyeline sahiptir.

Hücreler, tüm canlılarda aynı yapı ve özellikte midir

Vücudumuzdaki tüm hücreler aynı değildir. Hepsinin işlevi, şekilleri ve özellikleri bulunduğu sistem ya da organa göre değişmektedir.
Örneğin alyuvar hücreleri bir çekirdeğe sahip değilken, çizgili kas hücreleri oldukça çok çekirdeğe ve mitokondriye sahiptir.
Bunun yanında sinir hücreleri ise bölünme yeteneğine sahip değildir.

Yorum yapın